- Kamuoyuna Duyuru…! - 30 Nisan 2023
- 1915 Olayları ve Konuşulmayanlar - 25 Nisan 2023
- Neden Ak Partiliyim? - 24 Nisan 2023
TV ve radyolarda duyduğumuz haberle şaşırdık.
Alman polisi gençler arasında trend olan bir suçla mücadele ediyor. Genelde Almanya ve özelde Bayern eyaletinde polisin mücadele ettiği bu trendin ne olduğunu duydunuz mu?
Söyleyeyim.
Gençler arasında hızla yayılan pornografi.
Yaşları 14-15 olan bu gençler, çektikleri özçekimleri internette paylaşıyorlar. Ve bu trend de hızla yayılıyor.
Özçekimleri yapan bu gençler fotoları paylaşıyorlar ve başka gençler de izinsiz olarak internette paylaşmaya devam ediyorlar. Bu durumdan rahatsız olan bazı gençler ve ebeveynler polise müracaat ediyorlar. Ve polis şimdi bu trendle mücadele ediyor.
Paylaşımları yapanlar, gençlerin kendileri.
Ve kendi özgür iradeleri ile bunu yapıyorlar. Herhangi bir baskı unsuru yok ve yaşları da daha 14-15.
Polis de önü alınamaz bir akımla uğraşıyor.
Neyi demeye çalışıyorum?
Yaşları daha 14-15 olan bu gençlerin yaptıkları bu paylaşımlar trend oluyor. Trend olunca hızla yayılıyor. Ve aileler bu durumdan çok ama çok sonra haber alıyorlar.
Evlerimizin içinde beraber yaşadığımız gençlerin internet ortamında neler yaptığını bilmiyoruz…
Çünkü çok meşgulüz.
Hayat gailesi.
Hedeflerimiz.
İzlediğimiz TV dizileri.
Olmazsa olmaz politik savaşlarımız.
Dünyayı kurtarma ve nizam verme hırsımız.
Orta Doğu’da etkin güç olup bölgeyi dizayn etme idealini kutsallaştırmışlığımız…
Dönüp bir bakıyoruz ki.
Daha evdeki gençlerimizi dizayn edememişiz.
Ne acı.
Evet, dindar ve Müslüman kesime belki diyeceklerim ama diğer kesimlerin de bundan farklı olduğunu düşünmüyorum.
Gençleri ihmal ediyoruz.
Gençleri dinlemiyor ve onlarla arkadaş olamıyoruz.
Geçen hafta daha 18’inde bir gencimiz kendine kıydı.
En temel sebebi de bana göre, hayatı algılamada çözümler bulamamasıydı.
Ne kadar vahim bir durum.
Ergenlik dönemi başlayınca koro halinde hep aynı türküyü söylüyoruz: ‘Asabileşti, söz dinlemez oldu……’
Ergenlik gibi zorlu bir dönemde kurallamızı dikte ettirme derdinde miyiz?
Yoksa ergenliğe giren gence yardımcı olma derdinde mi?
Bence birincisinde inat ettiğimiz için hep aynı türkü dilimizde…
Deist olma konusu vardı, hatırlarsınız.
Hala daha var.
Hatta isim yapmış hocalarımız kitaplar yazıyorlar.
Deizm’le mücadele etme yollarını anlatıyorlar.
Bana neyi hatırlattı, biliyor musunuz?
Ateizmle mücadele derneklerini…
‘Gençler deizme yönelirse, konforumuz bozulacak. Hemen bir çare bulalım’ derdinde olan bir toplum…
Evlerin içinde odalarına çekilmiş gençlerin neler yaptığını acaba biliyor muyuz?
Gençlerin odalarında neler izlediklerini.
Neler okuduklarını.
Neler düşünüp, neler hissetiklerini.
Gerçekten soruyorum, biliyor muyuz..?
Yoksa yetişkinlerin daha önemli işleri mi var?
Ülkeyi kurtarmak gibi,
Bölgeye dizayn edenleri izlemek gibi,
Dünyaya nizam vermeye çalışmak gibi…
Başka bir gerçeği da bam diye ifade edeyim.
Sakallı-takkeli bir doktorun ya da şovman mi demeliyim, bilmiyorum. Neyse, işte bu şahsın paylaşımları gündem oldu.
Sonrasında görevden alındı.
Ülkemizde kimseyle bu konu hakkında konuşmadım. Özel bir kamuoyu araştırması da yaptırmadım.
Ama sezdiğim durumu aktarayım:
Bir kesim şunu diyor: ‘İşte bunlar böyle. Bu gericiler bu kafayla ülkeyi orta çağ karanlığına götürecekler…’ Vb.
Diğer kesim, gönlü ve çevresi ehl-i tarikata yakın olanlar da şunları diyorlar: ‘Ne var ki adamın dediklerinde? Doğruları söylüyor. Ve hem de doktor, elhamdulillah bugünlere...’
Dindarların/Müslümanların büyük çoğunluğu sessiz.
Ne diyeceklerini bilmiyorlar.
Neden mi sessizler?
Çünkü çözüm bulamıyorlar.
Tıpkı evlerde çözüm bulamadıkları için sessiz olan gençler gibi.
Çözüm bulamayan bu sessiz gençler, kendilerine ‘deizm’ gösterildiği için ‘deistiz’ diyorlar.
Peki ya yetişkinler ne desinler?
Sevgi ve Bilgiyle kalın
Dimyata pirince giderken mi diyeyiimm..
Çocukları nızla arkadaş olun, baba evlat gibi değil’ mi?
Atası neyse o olur, ..diğim cinsineçeker mi?
Ne desek tutturamayan lardanız aslında.
Binlerce ailelerden onda biri çocuğunu iyi yetiştirdi diyelim ya gerisi?
– aile içi eğitim,
– okulda eğitim,
– sağlık birimlerinde eğitim ve koruyucu tedbir-egitim,
– devlet hükümet meclis kanalı ile kontrol, tedbir,
– psikiyatri kelimesini anlamak benimsemek, bir yerden başlamak, yada
Çocuğum kandırılmış, tarikata kanmış, yoldan çıkmış, dağa kaçmış, o olmuş bu bulmuş!
Bunları yapmayıp olana bitene yapana kacana uçana düşene şaşırmanıza ben şaşı yorum.
Bu çözümleri yazarken bile kan ter içinde kaldım, birligimizi dirligimizi evlatlarımızı sen koru yüce Rabbim.
akp iktidar olunca dedik ki artık çoluk çocuk en azından okul da kışla da iş hayatın da inancını serbestçe yaşayacak.
ülkeyi öyle yönetecekler ki bu ülkenin kaynakları doğru ellerde ülke insanının gelir seviyesini çok yükselteceklerdi.
ama heyhat ki heyhat.
çocuklarımızın dinle ilişkileri için en azından bir cuma vardı o da hem corona hemde camiye giren siyaset ile gitti.
har vurup harman savrulan ülke gelirleri fabrikaları gelir seviyesini arttırmak bir yana daha da aşağı düşürdü.
şimdi kullanmadığımız pahalı olması nedeniyle kullanmadığımız otoyollar köprüler deniz altı geçitlerimiz var.
yolcu garantisi verdiğimiz ama garantinin %99 şaştığı havaalanlarımız var.
olsun gitmesekde geçmesek de uçağa binmesekde o otoyollar köprüler bizimdir.geçmesekde gitmesekde nasıl olsa genel bütçeden bizim vergilerden ödeniyor.
ha birde hasta değil müşteri olarak kabul edildiğimiz şehir hastanelerimiz var.
yapmadığımız sadece aya dört şeritli otoban kaldı.
ilk seçim vaadlerinde bilboardlarda onun yapılacağı afişleride görürüz.
ne demişler dimyata pirince giderken evdeki bulgur da küflendi
adalet adalet derken tuz da koktu.
dolar kuru sizi niye ilgilendiriyor diyen bir maliye bakanımız var.
bugün mazota benzine zam geldi neden acaba.geçenlerde elektriğe zam geldi.
kış geliyor doğalgaza zam kapıda.
evet gerçekten dolar kuru bizi ilgilendirmiyor.
milyonlarca çocuğumuz gencimiz uzaktan eğitim için ekipman ve internet yokluğundan eğitim alamayacak durumda.
bu durum için evrensel hizmet fonundaki paralar niye kullanılmıyor.
yoksa o fondaki paralarda genel bütçe ile harcandı mı.
eskiden bir milli eğitim bakanının şu okullar olmasa bakanlığı ne güzel idare ederdim dediği rivayet olunur.
acaba şimdi ki bakanımızında aklından böyle bir muziplik geçmiş olabilir mi.
velhasıl dinden imandan eğitimden yoksun bir gençlik bu ülkenin en büyük sorunu olacaktır.