Halk Denilen Dev

0

Devlet yönetimi hem güce hem de kamuoyuna dayanır. Politika sorunlarının akıl almaz böyle bir yanı vardır. Auguste Comte bu iki ilkeyi iyi anlamış ve onları hep göz önünde tutmuştur.

Dünyada devlet gücünü bir başka güçle sınırlayan hiç bir anayasa yoktur. Daha net ifade edecek olursam; düzenli hiç bir toplumda kamu gücünün herhangi bir özel güce üstün olmadığı görülmemiştir. Yani; devleti temsil eden her kim ise; güç odur. Devlet odur. O gücü istediği yönde kanalize eder, haksızken haklı, güçsüz durması gerekirken güçlü davranır. Her yapılanda haklılığını ispata çalışır. Haksızken, haklı çıkarımlarda bulunur.

Hiç bir polis eylemi yoktur ki, diretmelere göre kendini ayarlayarak amacına ulaşmasın. Örneğin; trafik polisinin kollarını oynatışında da pekala görebiliriz bunu. Çünkü, bir yönden gelen arabaları durdurup, öbür yönden gelenlere yol verme kararı kesin olarak en doğru karar olmayabilir. Polis bir inada kapılmış ya da dalmış olabilir. O zaman, açılan yoldan bir kaç araba geçerken, kapanan yolda bir sürü araba birikir. Bununla birlikte, acelesi olan yolcu, yargıç gibi hareket edemez ve ben geçeceğim diyemez, yüzde milyon haklı olduğu halde. Zira diretecek olursa, gücün ne olduğunu görecek ve bunun kendisinde olmadığını fark edecek. Güç; iktidarda olanındır ve at sahibine göre kişneyecektir.

Bu örnekten hareketle; bu eylem önce kendine pek güvenli ve her tartışmaya yer vermeyen bir çağrıdır. Bu çağrı çok geçmeden bir yumruk olur ve güç, soğukkanlı bir düzenle, kılı kıpırdamadan kendini gösterir. Zorbalığın eli kulağındadır. Ve hep kendinden yana tetiktedir.

Aeskhilos’un Prometheus’unda anlatıldığı gibi, “Güç çivileri çakarken, zorbalık yanı başında sessizce durur. Tutuklanma böyle yapılır işte. Tutuklanan adamın suçsuz olması eylemi değiştirmez. Suçsuz, güce karşı haklı sesini yükseltebilir ama düşünce başka yerde, olay başka yerdedir.”

Bunu ama gazeteci için, ama işadamı için, ama memur için kim için düşünürsek düşünelim, asıl olan devlet ve dolayısıyla devleti idare edenlerin inisiyatifinde gerçekleştiği gerçeğidir. Ama doğru ama yanlış, son karar idare edenlerindir ve her ne hikmetse verilen kararın hep doğru olduğu savunulur.

Güce karşı yalnız güç vardır. Herhangi güç, örneğin bir suçsuzun çığlıklarıyla duygulanan bir kalabalığın gücü, kamu gücünü yenerse, düzen diye bir şey kalmaz, toplum dağılır ve ancak bir zaferle yeniden kurulur.

Sıkı yönetim hep vardır. Ve her zaman olacaktır. Yalnız zorunluk olmadıkça, kendini göstermez. Nasıl ki, polisin yumruğu da yalnız yumruk gerektiği zaman sıkılır. Her şey diretimin ölçüsüne bağlıdır. Güç ister istemez yasanındır. Güç, yasamanın başının temsil ettiğidir, direktifle hareket eder. Ve dilediğini haklı gösterir, güçtedir.

Yukarıdaki trafik polisi örneğinden hareketle; kamuoyu da, polisi uyaran korna sesleriyle kendini gösterir. O zaman bu polis tam bir bakan gibi davranır, yani önce kamuoyuna karşı davranmışken, hiç bir şey olmamış gibi ona boyun eğer.

“Hiç bir iktidar kamuoyuna meydan okumamıştır. Kamuoyuna karşı kaybedeceğini bilir. Çünkü; halk denilen dev (Leviathan), her şeyi elde edecek güçtedir en sonunda…!”

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz