Kadınlar Gününün Ardından…

0

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde binlerce kadın dün İstiklal Caddesi’nde yürüdü. Türkçe, Kürtçe ve Arapça sloganların atıldığı ve yazılı afişlerin yer aldığı yürüyüşe katılım çok yüksekti.

Sevgili Ufuk Uras’a dünün Emekçi Kadınlar Günü olması hasebiyle kadınlara destek yürüyüşüne katılmak istediğimi ve bana eşlik etmesini söyledim. Yakın komşularız. Mesajı beni yürüyüşe dahil olmaktan alıkoydu.

“Kadınları kendi haline bırakmakta fayda var. Erkekleri görmekten pek hoşlanmıyorlar 8 Martlarda” diyordu. Ben de İstiklal Caddesinin bir köşesine çekilip, yürüyüşten kareler çektim, makalemde paylaşılmak üzere.

Dünyada yaşayan her insanı doğurandır Kadın. Dünyayı karnına sığdırdığıyla idame eden kadını biz dünyaya sığdıramadık. Kirli bakış, taciz, tecavüz, çocuk yaşta evlilik, öldürme, yaşama dair ne kadar kabul edilemez davranış varsa, hepsini yaşattığımız varlıklardı…

Yaradılış sevgi üzerine kuruldu. Dünya onlarca savaşa rağmen, sevgi var diye ayaktadır. Ağaçlara çiçek açtıracak, çorak toprakları yeşertecek, akarsuları dereleri coşturacak naiflikte kadınlar var.

Dövizlerdeki yazıların her biri manşetlikti. Üretken, cesur ve biriken erkek ayıplarına isyan içeren manşetler…

“Kadın kadındır, çiçek babandır.”

“Hiç öpme kendim uyandım.” Pamuk Prenses

“Hülya neden böyle? Hülya derdini söyle.”

“Bu aşkın katili sensin.”

“Çinliler zıplarsa deprem, kadınlar zıplarsa devrim”

“1857’den 2018’e, Kadınlar direnişi yükseltiyor.”

“İnadına isyan, inadına özgürlük”

“Öfkeli koca yoktur, katil koca vardır.”

“Dolapta zıkkımın kökü, sokakta isyan var.”

“Mücadelemizin OHAL’i yok!”

“Eşitlik için bugün ne yaptın?”

“Her başarılı erkeğin arkasında kadın vardır” sözü bile ayrımcılık içerir. Doğrusu; “Her başarılı erkeğin yanında kadın vardır” olacaktır. İşte o zaman eş olunur… Kadınlar insandır, erkekler de insanoğlu…

İngiltere’de kadınların oy hakkı için Süfrajet Hareketini kuran cesur kadın Emmeline Pankhurst’ün hikayesinin anlatıldığı; “Diren/Suffragette” adlı filmi muhakkak izleyin.

İngiltere’de 20. yüzyılın başlarında erkeklerle aynı işlerde çalışıp, eşit ücret almayan kadınlar devlete baş kaldırır. Aralarında Maud isimli masum bir genç kadın da vardır. Filmde şu temalar işleniyor:

“Şiddet ayırım yapmaz. Masumu da avlar, suçluyu da… İnsan ırkının yarısıyız. Her evde varız. Hepimizi yani ırkımızı yok edemezsiniz.”

Ne bir eksik ne bir fazla; dünyanın, hayatın, kavganın yarısıdır “Kadınlar”…

Hayatın her alanında sadece “Kadın” oldukları için düştükleri ayrımcılığın, eşitsizliğin farkında mıyız? Bunu düşünmek yapılması beklenen tüm inceliklerden daha manidar, daha anlamlı ve en empati içeren durum olsa gerek.

En güzel konuşma bir şeyleri sonuca vardırandır.

Peygamberimiz “Kadınların hakları size emanettir” demişken bu yanlış bir tercüme ile “Kadınlar size emanettir” şekline dönüşmüş vaziyettedir.

Mustafa Kemal, demişti:

“Bir toplum, bir millet erkek ve kadın denilen iki cins insandan meydana gelir. Mümkün müdür ki, bir toplumun yarısı topraklara zincirlerle bağlı kaldıkça, diğer kısmı göklere yükselebilsin!”

Kadınların geri planda bırakılmadığı, eğitimli ve öz güvenli olduğu toplumlarda bütün toplum kalkınır. Anne-çocuk arasındaki eşsiz bağ sayesinde gelişmiş niteliklere sahip mutlu bir kadın, aynı şekilde gelişmiş ve daha mutlu toplumların temellerini atar.

Kadınlar günü tek gün olmaz. Çok klişe, çok ikonik vs eleştirilerini bir kenara bırakıp hala neandertal kafalarla bir arada yaşıyor olduğumuz gerçeğini unutmayalım.

İnsan olun! Kadınları üzmeyin!

Alvarlı İmam’ın dediği gibi; “Allah bizi insan eyleye.”

Tüm olumlu duygu ve düşüncelerle “8 Mart Emekçi Kadınlar Günü”nüzü en içten dileklerle kutlarım.

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz