Krizin Asıl Nedeni…

1

Bir boks maçı öncesinde, antrenörü boksöre sürekli olarak maçı kazanacağını söylüyor ve moral veriyormuş. Maç başlamış ve bizim boksör başlamış dayak yemeye. İlk raund bittiğinde, antrenör moral vermeye devam etmiş:
– Aferin evladım, çok iyi gidiyorsun. Adamı iyi dövdün, devam et…
İkinci raund başlamış, değişen birşey yok. Bizim boksör dayak yemeye devam ediyor, bir gözü de yediği yumruktan iyice morarmış. Raund bittiğinde antrenörü:
– Çok iyi dövüştün, bravo. Adamı öyle dövdün ki neredeyse devirecektin. Devam et iyi gidiyorsun…
Üçüncü raund başlamış. Bu kez rakip boksör daha sert yumruklar atmaya başlamış. Bizim boksörün kaşı açılmış, dudağı patlamış, burnundan kanlar gelmeye başlamış. Ringin ortasına serildi serilecek. Neyse ki, gong imdadına yetişmiş ve üçüncü raund da bitmiş. Perişan bir şekilde, kesik kesik nefes alırken, antrenörü başlamış konuşmaya:
– Aferin evlat, bu raund da çok iyiydin. Hatta önceki raundlardan daha iyiydin. Adamı perişan ettin, az kalsın ringin ortasına seriyordun. Çok iyi dövdün, perişan ettin adamı, bravo…
– Hocam, adamı çok iyi dövdüm, perişan ettim değil mi?
– Evet, evet, adamı perişan ettin, çok iyi dövdün…
– Hocam, madem ben adamı çok iyi dövüp, perişan ediyorum… Peki ama biri de beni dövüyor, beni döven kim?

Önceki gün Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı dinlerken aklıma bu fıkra geldi. Sn. Erdoğan; “Ticaret Kanununda Sözleşmeler; milli paradan başka para birimleri üzerinden yapılabilir” maddesi geçerli iken bir gece ansızın bunu yasaklayan kararnameyi henüz imzalamıştı. Bize bir taraftan krizin bir manipülasyon olduğunu söylüyor, diğer taraftan işleri “Serbest Piyasa Dışına Çıkmadan” çözmeye gayret ettiklerini ifade ediyordu.

Türk İktisat tarihinin hiçbir döneminde serbest piyasa ekonomisinden feragat etmeye dair herhangi bir söylem ifade olunduğunu ben anımsamıyorum. Buna askeri darbe dönemleri de dahildir. Ayrıca serbest piyasadan çıkmaktan kastın ne olduğunu da bilmiyorum. Bu konuların ciddi biçimde anlatılması ve aktarılması lazım.

Ekonomi eğitimi almadım ama kerrat cetvelim iyidir. 2009 yılında Bulgar Antonov cebindeki 100 Leva ile Türkiye’de 100 Lira alabiliyordu. Bugün Antonov aynı Levayı Türkiye’ye getirdiğinde kendisine tam 363 Lira veriyoruz. Antonov 100 Levası ile komşu Yunanistan’a gitse 50 Euro’luk benzin alacak, Alaattin 100 Lirası ile yine komşu Yunanistan’a gitse 14 Euro’luk benzin alcacak.

Bulgaristan’ın nüfusu 7 Milyon. Karadeniz kıyısını saymasan hayat neredeyse durmuş. Nüfus erimiş. Bulgaristan parası Türk parasını ikiye katlamış. Manipülasyon bildiğim kadarı ile küçük hamlelerle büyük sonuçlar elde etmek içindir. Bulgaristan’ı manipüle edemeyen, etmeyen güçler bu ülkenin 10 katı kadar ülkeyi manipüle ediyorsa kendilerini kutlamak lazımdır.

Ben size başka bir şey anlatayım. Geçenlerde Büyükada’ya gittim. Hazır mevsim hafiften bitmişken adanın keyfini çıkarayım dedim. Adanın merkezine yakın bir evin önünden geçerken üzerinde Aile Sosyal Politikalar Bakanlığı yazan kömür çuvallarına tesadüf ettim.

Büyükada merkezinde yaşayan bir insan devletin bedava kömürünü kapısının önüne koymuştu. Adada yaşamak için can atan kendini paralayan onca insan varken adada yaşayan ama devletten yardım alan insanı kafamda canlandıramadım.

Al bir olta balık tut ada meydanında mangal yap gelene geçene sat. Madem adada yaşıyorsun İstanbul’un keşmekeşinde trafiğinde, sabahın 7’sinde kalkıp gecenin 8’inde evine dönen mavi ve beyaz yakalı emekçiden hicabın olsun.

Hem ada gibi arazinin kıt değerli olduğu yerde yaşayıp hem de sosyal yardımla hayatını idame ettirmeyi benim havsalam almıyor.

Sonuçta serbest piyasa falan hikaye. İnsan üreten canlıdır. İnsan eşrefi mahlukattır. İnsan Homo Economicustur. İnsanı çalışmadan yaşamaya alıştırırsanız bırakın serbestini sıkısını Stalin’i mezarından çıkarıp kolhozlar kursanız yine de netice alamazsınız.

Türkiye, öldüğünde arkasından çok iyi şeyler söylenen rahmetli Sn. Güngör Uras’ın ifade ettiği gibi sosyal yardımları tembelliğe alıştıracak şekilde hayata geçirmek suretiyle kriz mi dersiniz, manipülasyon mu her ne ise onun içine yuvarlanmış durumdadır.

Sadece siyasi iktidarın ekonomik katma değer yaratmayan bölgeleri seçimlerde silip süpürmesi dahi bu basit gerçeğin yalın ifadesidir.

İktidarın bekası krizin binbir türlüsüne kapı açan dünyada örneği olmayan tuhaf bir sosyal yardım politkasına bağlanmıştır.

Sorunun çözümü bu ülkede yaşayan istisnasız her bir bireyi aynı zamanda bir hak olan çalışmaya dahil etmektir. 15 Milyon ev kadınının oyu iktidarı ancak bu kadar getirmektedir.

1 Yorum

  1. Krizin asil sebebi akp’ li belediyeler. Konyali olarak konya’daki akp’li belediyelerin israfi(bu israf mali goturmek icin yapiliyor) butcenin yarisini goturur. Mesela guzelim asfalti sokup oynayan tas dosemek, parklari yikip tekrar daha kotu ve berbat park yapmak, hergun baskanin reklamini yapmak , her yere spor salonu yapmak…..

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz