Muhalefet La-ittifak Diyor…

0

Haftabaşında Saadet Partisi Lideri Temel Karamollaoğlu ile yaptığım söyleşide kendisine;
“Hükümetle bir pazarlığınız oldu mu? Yükselişte olan bir partisiniz. Hatta kilit parti konumundasınız. Pazarlık konusu gerçekleşirse şayet, halk nazarında, olumsuz bir intiba oluşturacağınızın farkında mısınız?” diye sormuştum.

Karamollaoğlu bu suale gülmüş ve “Bu tespitiniz çok doğru. Halk bizi takdir ediyor. Biz bu intibaları bozacak bir yapıda yer almayız. İlkelerimizden vazgeçmeyiz. Böyle bir pazarlığa hiç kimse ile girmeyiz. Yani bu olacak iş değil. Biz ilkeli bir siyaset yapmayı benimsedik. Ümit ediyorum ki, bu politikamız tabanda da karşılık bulur” diye cevap vermişti.

Dün itibariyle de partisinin Karaman il kongresine katılan Saadet’in lideri, “Daha seçim gündemde bile değilken yer yerinden oynuyor, Cumhur Birliği, Cumhur İttifakı gibi. Şu anda bir hükümet var, Meclis var, ülkenin problemleri, dertleri var” diyerek bu telaşenin nedenini sorguluyor ve;

“Niye bu memleketin dertlerini gündeme getirip tartışmıyorsunuz da, ne zaman olacağı belli olmayan seçim ittifakları için şimdiden ülkeyi ayağa kaldırmaya çalışıyorsunuz? Seçimler çok önemli hadiselerdir ama her gün seçimle ilgili tartışmalar gündeme getiriliyorsa bunun bir tek sebebi vardır: Gerçekler gözükmesin” diyor.

Söyleşimizde de sarf ettiği pazarlık konusuna sözü taşıyarak çok daha iddialı bir cümle sarf etme ihtiyacı hissetmiş.

“Şimdiden gelin ‘Cumhur İttifakı’na katılın’ diyorlar. Ya ben deli miyim ki böyle bir mes’uliyetin altına gireyim. Bizim hangi beklentilerimiz varmış da kaç bakanlık, kaç milletvekili? Bu millet, 20 tane değil, 120 tane değil, 250 tane milletvekilliğine bile satılamaz. Bunu herkes bilsin” diyerek ittifak sahifesini kapatmış oldu.

Geçen hafta itibariyle İYİ PARTİ Genel Başkanı Meral Akşener ile yaptığım mülakatta da ittifak konusunu konuşmuştuk. Akşener’in çok doğru ve yerinde bir tespiti vardı. Zannımca tüm muhalefet partileri de bunda hemfikir durumdalar. Zira, hiç biri “ittifak edelim” demiyor farkındaysanız. Muhalefetteki partilerin haklılık payı yüzde milyon doğru değerdedir. Akşener’in benimle paylaştığı şahsi tespiti şuydu:

“Erdoğan’ın dolayısıyla AKP’nin MHP ile kurduğu ittifak, karşısında tek bir rakip görmek istiyor. Yani muhalefetteki dört partinin tümünün birleştiği bir ittifak. Yani CHP, HDP, İYİ PARTİ ve SAADET PARTİSİ. Israrla rakip bir ittifak talep edilmesi, tek bir oluşumla siyasi rekabete indirgenmek istenmesinden kaynaklanıyor. Erdoğan’ın bir ittifaka sarf edeceği efor ile muhalif dört partiye sarf edeceği efor dört katı büyüklüğünde olacaktır. Böyle bir enerjisi de yoktur.”

Muhalefetteki dört partinin de kendi adayıyla seçime girmesi, ilk turda başkan seçilmesinin önüne geçecektir. Saadet Partisinin altın değerinde 2-3 bandındaki oy oranı kilit parti olma imkanı sunmuştur. İkinci tura en yüksek oyla kalan muhalefet partisinin adayı, ikinci turda bu dört parti tarafından desteklenerek, başkan olması sağlanmaya çalışılacaktır. Görünen köy kılavuz istemez. Bugünden görünen budur.

Başkanlık seçimi; normal vaktinde yapılacak olsa, takribi bir buçuk yıl daha zaman vardır. Bu münazaralar daha çok su götürecektir. Bekleyeceğiz, yaşayacağız, göreceğiz…

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz