‘Terörist’ Öğrenciler

0
Boğaziçi Üniversitesi’nde, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Suriye’de gerçekleştirilen Zeytin Dalı Harekâtı kapsamında Afrin merkezine girmesini lokum dağıtarak kutlayan öğrenciler ile “İşgalin, katliamın lokumu olmaz” diyen öğrenciler arasında çıkan gerilim sonrasında 7 öğrenci gözaltına alınmıştı.
Dün de konuyla ilgili Halkların Demokratik Partisi’nden (HDP) de açıklama geldi. “Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin ve gençliğin ifade özgürlüğü, eğitim ve savaş karşıtlığı haklarının savunucusu ve destekçisiyiz” denildi.
Terör tanımını PKK gibi örgütlerin aktivitelerinden kendi doğrularına ters gelen her şey olarak genişleten ve beğenmedikleri her aktiviteyi ‘terör’ olarak nitelendiren;
Eski Genelkurmay Başkanının, bu ülkeye hizmet etmiş Paşaların, askerlerin, aydınların tümünün terörist olarak yargılandığı bir ülkede; muhalif bir eylem etmeye gör, anında hainsin, teröristsin, onlardansın. Bizden değilsin. Dolayısıyla muhalif her bir öğrenciye de terörist denebilir..!!!
“Zaman zaman Beyoğlu sokaklarında da arzı endam ettiklerini gördüğümüz bu marjinaller edepleriyle durdukları müddetçe bu ülkenin renklerinden biri olarak kalabilirler. Ama baskıya, kendilerinde olmayanlara tahammülsüzlüğe, saldırıya, şiddete vardırırlarsa hiç kimse kusura bakmasın, kulaklarından tutar ait oldukları yere fırlatırız…” dedi Cumhurbaşkanı Erdoğan. En önemli kelime “tahammülsüzlük”.
Her kim ki teröre bulaşmışsa gereği yapılmalı elbet. Ancak kendisiyle aynı yaşam tarzını, aynı ahlak anlayışını benimsemeyenlere ülkede serbestçe dolaşmayı adeta lütufmuş gibi sunmak, her muhalif eylemciyi tutuklamak doğru olmasa gerek. Tutuklanıp sonradan bomba patlatan örnekler yok mu? Var. Birazdan yazacağım.
Ama bu tutuklamaların, hapis yatmaların, bu kişileri bombacı olmayı, canından geçmeye ve canına kıyarken de canlara kıymaya sebebiyet veren eylemlere ne derece etkisi var, bunu iyi düşünmek lazım…
2012 yılında Elif Sultan Kalsen, tutuklanmıştı. Rahmetli Mehmet Ali Birand’ın programında “canlı bomba değiller” diye de haber olmuştu. Kalsen, 2015’te İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne silahlı saldırı düzenlemiş, bir polisi yaraladıktan sonra etkisiz hale getirilmişti.
2010 yılında; Roman Çalıştayı’nda konuşan Başbakan Erdoğan’ı “parasız eğitim istiyoruz” pankartıyla protesto eden iki öğrenci gözaltına alınmıştı. Bunlardan birisi Berna Yılmaz’dı. Yılmaz, 14 ay hapis yatmıştı. 2016 yılında Bayrampaşa’da polis karakoluna bombalı ve silahlı saldırı yaparken öldürülmüştü.
Son bir örnek; 2015 yılında Balıkesir’de üçü öğrenci beş kadın PKK propagandası ve üyeliğinden yargılanıyordu. Mahkemede kadınların avukatı davalıları; “öğrencilerin demokratik haklarını kullanmasına rağmen haksız yere örgüt üyeliğiyle suçlandığını” söyleyerek savunmuştu.
Seher Çağla Demir o davanın davalısı “haksız yere suçlanan öğrenci”lerden birisiydi. Aynı zamanda bir kaç ay sonra Kızılay’ı patlatarak 37 kişinin ölümüne sebep olan Ankara bombacısı çıkmıştı.
Her fikrini, sözünü, dilini beğenmediğimiz insanı terörist diyerek nitelemek ne kadar vicdanidir?
Neyin PKK, PYD, YPG olup neyin olmadığıyla ilgili soruları akla getiren bir eylemdi Boğaziçi Üniversitesinde yaşanan.
Yukarıda yazılı 3 örgütün, terör kullanıyor diye benzer amaçları savunan ancak teröre başvurmayan bir yapılanmayı (öğrencilerin eylemi mesela) bu 3 örgütün yapılanması içinden saymak ne derece doğrudur?
Haklı ve demokratik her talep, muhalif her duruş ülke için kazanımdır. Devlet bu tür eylemlerden korkmamalıdır. Tahammül her yurttaşın talebidir, özlemidir.
Bu sorgulamayı soğukkanlı bir şekilde durup düşünmek lazım…

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz