Veysi Dündar Ankara’dan bildiriyor: Akşener Manifestosu ve İnce Yarış

0

Ankara Congresiumdayız. Salon hınca hınç dolu. Akşener’in salona girişiyle, coşku arttı. Tüm salon “Cumhurbaşkanı Meral Akşener” nidaları ile inledi.

Anadolu’nun en uç kentleri ile aynı anda bağlantı kuruldu. Ses sistemi ve bağlantı çok kötü olsa da, oralardaki kalabalık ve yüzlerdeki heyecan kendini belli ediyordu. Meydanların daha fazla dolup taştığı bariz görünüyor. Çekingen davrananlar eskiye nazaran azalmış vaziyette. Katılımlar sürüyor. 2800 civarında vekil adaylık başvurusu var. Hepsi de Akşener ile ağız birliği etmişçesine; “Engelleri aşa aşa geldik” diyenlerden müteşekkil.

Akşener’in değindiği konular

Bu girizgahtan sonra Meral Akşener’in yani muhalefettekinin manifesto yapma hakkı! olduğunu hatırlatarak konuşmasından satırbaşları sıralayayım:

“Bir siyasi parti lideri 16 yıllık iktidarının sonucunda adalet ve özgürlük vaad ediyorsa; değil manifesto sunmak, tükendiğini ifşa ediyordur. Artık bu defterin kapanması gerekir.
Siyaset simsarlarına sesleniyorum: Korkunun ecele faydası yok.

İşte bizim üzerinde ittifak ettiğimiz madde: Bayrağımızı daha yükseğe taşımak… İktidar olmamız engellenemez.Önce insanı seveceksin. İnsanları ondan bundan diye ayıramazsın.
Son yıllarda insanla devlet arasında günbegün daha da açılan uçurumu ortadan kaldırmak için aday oldum.

14 Mayıs 1950 tarihiyle, bugün başlattığımız seçim kampanyasının tarihi arasında hoş bir tevafuk oldu. Bu tanıtım toplantısının o tarihi olaya (DP’yi iktidara taşıyan 1950 seçimine) denk gelmesi, milletin değişim istediğine işaret ediyor.
Devletin iktidar gücüyle elinin insanların tepesine yumruk gibi inmesini engelleyip, o elin vatandaşın omuzuna dokunduğu bir yapıya dönüştüreceğiz.
Devletin geleceği, gündelik iktidar hırsına feda edilmiştir. Ülkemiz siyaset insanları tarafından değil, devlet insanları tarafından yönetilmelidir.

Olumsuz ve karanlık ikliminden çıkaracağız ülkeyi. 16 yıllık bu iktidar, birlikte başarmak diye bir düşünce aşılamadı. Kutuplaştık, farklılıklara saygı duymaz olduk.
Bayram sofrasında milletimizi buluşturacağız.
İnsanını yaşatan devleti geri getireceğiz.
Yoksulluk iktidarı sürdürme aracı olamaz.
Devlet kaynaklarını yandaş müteahhitlere peşkeş çekmeye dur demeye ve bu yükü taşımaktan kurtarmaya geliyoruz.
YÖK’ü tarihin sayfalarına göndermek bize nasip olacaktır.’’

Akşener, “Kuleli Askeri Lisesini yeniden açacağız” der demez, salon “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” karşılığını verdi.

30 Mayıs’ta beyannameyi açıklayacaklarını da söyledi İYİ Parti lideri.
“Milletimizin tazelenmeye, nefes almaya ihtiyacı var” sözleri üzerine Erdoğan aleyhine slogan atılmaya başlayınca engelledi. “Yok yok, böyle şeylere gerek yok” dedi.

‘‘AKP sadece millete değil, kendilerine de yabancılaştı. Cumhurbaşkanı forsuyla konuşan, 81 milyona hitap etmeli. Devlet yapısı tek bir kişinin gönlünü yapmak için çalışamaz. Ülkede yönetim boşluğu var. Dış politika oradan oraya savruluyor. Her gün yeni kavgalar, yeni krizler üretiyoruz.

“Ekonomide ilk 10’a girecek, enflasyonu yüzde 5’e düşürecek, şeffaf ve hesap veren bir yapıda çalışacağız. Ekonomiyi siyasetçi değil, güven yönetir. Cumhurbaşkanı olduğum gün, ekonomi bu güveni hissedecektir.”

Müslüm Gürses’in sözünden atıfla; “Yakarsa dünyayı, garipler yakar…” dedi ve “Türkiye’yi de yakarsa mutfak yakar.” diye ekledi.

Son günlerin en tartışmalı konularını bir bir sıralayan Akşener; sözü bölünmeye çalışılan üniversitelere getirdi ve “Üniversiteleri bölmek, en büyük ihanetlerden biridir. Cumhurbaşkanı olursam, hemen iptal sürecini başlatacağım” dedi. Gerçekten de Oxford ya da Cambridge Üniversitelerinin, çok öğrenciniz var diye bölünmeye çalışıldığına şahit olmadım.

“Milleti yönetenler kendi adaletlerini ayrı, vatandaşların adaletini ayrı idare edemezler. Devletin dini adalettir” dedikten sonra salonda alkış tufanı koparan son hamlesine geldi. Akşener, TC kimlik kartı ya da ID kartlarını herkesin çıkarmasını istedi ve şöyle seslendi elinde kendi kimlik kartı ile: “Ağa da budur. Reis de budur. Paşa da budur. İşte Türkiye’nin tapusu budur… İrade sahibi budur. 80 milyonun tamamı 1. sınıftır ve herkes aynı haklara sahiptir. Tek torpil belgesi budur. Benim devlet yönetme anlayışım budur.”

Toplantı sonunda tespitlerim

Bu sözleri çok hoş. Kürt kardeşlerimize de hitap eden derinlikte. Burada dananın kuyruğu kopuyor. İçişleri Bakanlığı döneminden dolayı, Kürtler tarafından eleştiriliyor Akşener. HDP’nin İttifakta yer bulamamasına da kendisinin itiraz şerhi düştüğünü hepsi biliyor. Burada samimiyet sorgulaması yapıldığını belirteyim. Şunu da net olarak ifade edeyim. Başkanı Kürt seçmen belirleyecek. Dolayısıyla uzatılan zeytin dalı sağlam olmalı. El bulmalı. Destek devamı sağlanmalı. Bu birinci tespitim.

İkinci tespitim; kendileri de dostum olan Kurucular Kurulu üyeleri Ayşe Sucu, Selda Tandoğan Demirel ve sevgili Özcan Pehlivanoğlu ile mutabık kalamadığımız münazaramızda, şöyle bir eksiklik hissediyorum. İYİ Partili arkadaşlar bunu çok net göremiyorlar. Kendilerine de söyledim. AKP’nin kalesi sayılabilecek bir kent olan Manisa’da Muharrem İnce 30 bin dinleyen toplayabildi. Bu çok önemlidir der demez, biz de 41 bin kişi topladık cevabı gerçekçi bir analiz değil. İnce’nin yükselen grafiği Akşener’in bir kaç puan önünde. Akşener bu seçimi kazanmak istiyorsa, şaşaalı atak yapmalı, benden söylemesi. CHP’nin Başkan adayını Türkiye’de ilk açıklayan gazeteci olarak söylüyorum. CHPli dostlarımdan aldığım izlenimlerimdir bunlar. İnce’nin oy oranı partinin seçim oranlarını çoktan geçmiş durumdadır.

Parti içi bir hiyerarşi kavgası vardı başlarda. Zamanla oturdu. Ama partideki Ulusalcı yapının, Akşener’in seçimde başarısız olmasını istediğini ve başarısız olursa da hemen kongre talep edeceklerini düşünüyorum.

Akşener’in “Terör örgütlerini hiç bir namuslu yönetici kendi çıkarları için kullanamaz. Kullanırsa günah ve vebal peşini bırakmaz. Adınız Haccac gibi yazılır tarihe. Devlet yöneticileri terör örgütleriyle pazarlık yapamaz. PKK, FETÖ tarafından kandırılanlar, acz içindeki cahillerdir” cümleleri de alkış tufanına neden oldu.

“Amerika’ya en çok bağıranların, Amerikan pasaportları varsa kime güveneceğiz? Çift yüzlü yorgan mesabesindedir bu insanlar.

‘‘Parlamenter sisteme dönüş için, bir planlama yapmaktayız. Milletimizin başı göğe deyinceye kadar yürüyeceğiz. Dinlenmemek üzere yürümeye karar verenler asla ve asla yorulmazlar.’’

Akşener manifestosunu, ‘‘Bugün yine ne oldu kaygısıyla uyanmaktan, gerim gerim gerilmekten sıkıldık. Güvenle işe ve güne başlamak için, biz kazanacağız. Başaracağız. Başaracağız. Başaracağız. Milletimize borcumuz var” diyerek noktaladı.

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz