Yönümüzü Avrupa’dan Avrasya’ya Döndük. Çünkü!

0

Neden kendi insanımıza saygı duyarak yapmamız gerekenleri Avrupa Birliği’ne girmeye bağlıyoruz?

Eleştiriler haklıysa yapmamız gereken kızmak değil, eleştirilere kulak vererek yanlışlarımızı düzeltmektir. Eleştiriler haksızsa durumumuzu anlatmalıyız. Eleştirileri dinleyemiyorsak olgunlaşamadığımızı belli ederiz. Kendimize güveniyorsak, eleştirilerden rahatsızlık duymamamız lazım.

Neden haksızlıkları yolsuzlukları cezalandırmıyor, eş dost kayırmayı bile bile önlemiyoruz?
Toplumda adalete güven kalmamasına neden yol açıyoruz?
Ülkemizde düşünce özgürlüğü yoktur, olacağına ilişkin umudumu da kaybetmek istemiyorum.

Bütün bunları inkar ederek görmezden gelemeyiz. Bize bunlar söylendiği zaman çok kızmak, ağzımıza geleni veryansın şeklinde dillendirmek, çözüm değildir. Bütün bunları kimseler görmez, kimseler duymaz sanırız. Oysa gerçekler öyle değildir. Bunları dillendirdiğimizde kötü niyet! aramayınız.

Enflasyonumuz yüksektir, işsiz sayımız yüksektir, nüfus artış hızımızın maşallahı var, nüfusumuz genç; ama onları tanımıyoruz, onlar için ne yapacağımızı, onlara neler hazırlamamız gerektiğini bilmeyen bir eğitim sistemimiz var.

Son 15 yılda 15 defa takla attıran eğitim sistemi ile, gençler kafa üstü çakılmaya mahkumdurlar.

Ülkemizde dürüst olmak ender rastlanan bir hüviyete bürünmüştür. Herkeste bulunması gereken bu nitelik az kişide bulunduğundan çok değerli bir övgüye mazhar olmuştur.

Bütün bunları yapmak Avrupalı olmayı da gerektirmiyor bu arada. Bu amentü için; dürüst, güçlü adaletli bir siyasal iktidar olmak yeterlidir. Bunları Büyük Türkiye için yapmak elzemdir. Avrupa ile kafaları tokuşturabilmemiz için; aynı uygar normlarda olmak ve bu uygar ilkeleri gereğince hayata geçirmiş olmamız gereklidir.

OHAL ile toplumun denetlendiği devletten, toplumun denetlediği devlete geçmeliyiz.

Bizi uygar yapacak olan AB’ye girip girmemek değil, toplumu çağdaş uygarlık düzeyine çıkaracak uygulamaların yürürlüğe girmesidir. Bunları yapabiliyorsak, değil AB’ye Avrasya’ya, hiç bir yere girmeye gerek yoktur. Dolayısıyla yarınki gelişmeler bugünü aratmamalıdır.

Mühim olan şey, kendi insanımız için neyi layık gördüğümüzdür.

Avrupa ile ilişkilerin düğümlendiği nokta, bizim kendimiz olmak erdemine sahip olamadığımız yerdir.

“Değerlerin kaçakçılığı olmaz.”

Avrupa bu değerler üzerine kuruludur. Bu vartayı geçip, bu kertelere varasıya daha çok döneriz yüzümüzü Avrasya’ya…

Dünyayı değiştirebileceklerini düşünenler, dünyayı değiştirir. Türkiye’nin kör talihini de değiştirebileceğini düşünenler, Türkiye’yi değiştirecektir.

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz