Yorum ve Anlam İlişkisi

0
Latest posts by Psk. Dr. Ziya Doğan (see all)

Düşünme…

İnsana verilen en ayrıcalıklı yeti.

Çünkü Aristoteles’e göre insanı hayvandan ayıran esas ve Descartes’e göre var olmanın emaresi.

Düşünme gözlemle başlar. Çevremizi saran varlıkları gözlemleyerek düşünmeye başlarız. İnsanlar ve nesneler gözlemlendikçe ortaya çıkarlar.

Gözlem, bilginin ve düşünmenin her aşamasında vardır. Gözlem yoluyla bağlantılar kurar, çıkarımlar yapar, tahminler yürütür, sentezler ve kavramsallaştırma yaparız.

Gözlem sayesinde, düşüncemizin dünyayla bağını kurarız. Hayal gücü dâhi gözlemle canlanır. 

Farklı ortamlarda bulunan, birbirinden farklı şartlara maruz kalan bireylerin hayal gücü zenginleşir. Uzak bir şehir veya yurt dışı seyahatinde kullanılan gözlem yeteneği düşünmeyi canlandırır.

Gözlem yapmanın altın kuralı, çevreyle etkileşim sırasında ezberci yaklaşımı bir kenara bırakmaktır.

Özellikle soyutlamalardan kaynaklanan ön yargılar, gözlem yeteneğini zayıflatır. Başka bir şekilde ifade edecek olursak, henüz bir şehri görmeden orası hakkında edindiğiniz ön yargılar, ziyaretinizde o şehre dair gözlem yapmanıza engel olabilir.

Eğer aradığınız tek şey, ön yargılarınızı destekleyecek unsurlar olursa, ziyaret ettiğiniz yerde sadece onları bulursunuz. Oysaki gözlem yapmak, olanı olduğu gibi görmeye gayret etmek demektir.

Gözlem yapmak, -kimi zaman anlamasak da- çevrede olan biteni izlemeyi de içerir. Her olayı aydınlatacak bilgi ve görgüye, her olguyu açıklayacak birikim ve kavramlara sahip olamayız. Bu yüzden çevremizde olup bitenlerin hepsi hakkında açık bir görüşümüz olmak zorunda değildir. Ancak bu, olup bitenleri yok saymayı gerektirmez.

Kimi durumlarda anlam vermek zor olsa da gözlem yapmak, değişimin farkında olmak demektir.

Farkında olmak neden önemlidir? Önemlidir çünkü eğer çevresinde değişimler oluyorsa, birey de onlarla birlikte değişiyor demektir. Değişimi anlamadığı veya açıklayamadığı için yok sayması, onu değişimden alıkoymaz. Onun yerine gözleme devam etmesi, çevresiyle etkileşimini sağlıklı bir şekilde sürdürmesine, gerçeklikten kopmamasına yardımcı olacaktır.

Olanı olduğu gibi gözlemlemek ise daha önemlidir. Gözlem yaparken dikkatin nereye verildiği önemlidir.  Zira algıya giren her şey gözlemlenmiş olmaz. Gerek fiziksel değişimler gerek olgusal bağlantılar gözlemlenirken, dikkati nelerin çektiğini takip edebilmek gözlem gücünü artırır. Dikkatin yönetimi tümüyle bilinçli değildir.

Özellikle gözlem sırasında dikkati bilinçli kullanmak söz konusu olmayabilir. Ancak dikkatin neler tarafından çekildiğini takip ederek bir nevi kendimizi yönlendiririz. Dikkatini aynı anda pek çok şey çekse de bireyin ilgisi ve geçmişi, dikkatini belli şeylere yoğunlaştıracaktır.

Özetle, düşünceler her yöne gidebilir, her şekli alabilir. Ama bir iddia, gerçeklikle ne derece uyumludur acaba? Bir iddianın doğruluğu için verilen dayanaklar ne derece geçerlidir? Bunları bilmek için gözlem yapmak gerekir.

Kur’an-ı Kerim’de, “Dünyayı gezin dolaşın da, Allah’ın yaratmaya nasıl başladığını anlamaya çalışın.’’ tavsiyesi de dünyayı gözlemlemenin önemini vurgular. 

Yarın: Ufkunuzu Nasıl Açabilirsiniz

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz