Bu Çağda Bu Kafa 

0
Latest posts by İbrahim Yersiz (see all)

İnsan ne diyeceğini bilemiyor; adam bir hadisin sahihliğini yani gerçekliğinin ispatlamak için herkesin gözleri önünde zehir içiyor ve sonrasında kaldırıldığı hastane de yaşamını yitiriyor. Artık insan gülse mi, ağlasa mı bilemiyor. 

Şeyh Raşit isminde biri İngiltere’nin Manchester Üniversitesi’nde bir münazarada Peygamberin “Kim sabah aç karnına yedi tane acve hurması yerse o gün ona ne sihir ne de zehir tesir eder” hadisinin sahihliğini (gerçekliğini) kanıtlamak için 7 hurma yedi ve peşinden fare zehri içti. Sonra söylenenlere göre fenalaştı ve peşinden kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi.  

Tabi karşı fikirler de var; yani adamın hala yaşadığını söyleyenler de. Ama görünen o ki, adam öldü. 

Kaynak:  

https://www.habererk.com/hadisin-sahihligini-ispat-edeyim.

Zehri içme anının linki; https://www.facebook.com/watch/?v=221872922187384 

Ne yazık adam dinin anlamını anlayamamış ve din adına bir şeyleri kanıtlama adına kendisince bir şeyler yaparken hayatından olmuş.  

‘Allah akıl, fikir versin” diyeceğiz ama artık adına Allah’tan akıl, fikir dileyeceğimiz adam yok, öldü. 

Daha önce de böyle kaçkınlıklar görmüştüm. Adamın biri yanaklarına ucu sivri şişler batırıyor ve bize yanaklarının kanamadığını göstermeye çalışıyordu.  

Son gördüğüm ise Mardin’de kutsal bir ziyaretgah olarak kabul edilen Sultan Şehmus’ta adamın çay bardağını yemesi olmuştu. Ağzı kan dolmuştu ama herhalde kerameti ağzının parçalanması değil, o bardağı yeme kaçkınlığını bize göstermesiydi! İnsanlar izlerken pek heyecanlıydı, demek ki hala o türden kaçkınlıklar iş görüyordu. Oysa sıradan sirklerde bile bu tür gösteriler hep vardı. 

Raşid’e gelirsek; Raşid’in fare zehrini bilerek içmesi ve peşinden ölmesi ise malumunuz, onu sosyal medya da viral yaptı. Dolayısıyla bizde Uluslararası Ceza Mahkemesinin Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e dönük savaş suçu işlediği iddiası ve peşinden verdiği tutuklama kararını konuşup yazacağımız yerde onu konuşur olduk.  

Ya bizim IQ seviyemiz düşük ya da arada bu bir tür şeylerle bizim de biraz rahatlamaya ihtiyacımız var. Böyle bir durum olunca herkese gün doğmuş gibi; kimi şeyhin şahsında dini vuruyor kim de dinin şahsında şeyhi; arada güme giden ise daha büyük ve önemli konular oluyor. Sonuçta din adına yapılan kaçkınlıkların sonu gelmez, inanç dünyası bu, kimseye neden böyle inandığını veya inandığı üzere o türden kaçkınlıklara saptığını söyleyemezsiniz. Özgürlük bunun içinde var. 

Dinde son jenerasyon “Dinin amacı insanın ıslahıdır” der. Bu pek makul bir tanımlamadır; hatta genele vurduğumuzda bunun geçmiş içinde öyle olduğunu görüyoruz, içinde farklı tanımlamalara açık uygulamalar olsa bile.  

Hatta belki de inanmayacaksınız ama, o uygulamaların amacı da buna hizmettir. Sorun amacın yanlış olması değildir, Şeyh Raşid’in seçtiği yöntem gibi, seçilmiş yöntemin yanlış olmasıdır. 

Belki de sorumuz; insanların kanıtlamaya ihtiyaç duyduklarından neden bu türden akıl dışı şeylere tevessül ettiklerini sorma şeklinde olmalıdır. 

Siz şu kadarını söyleyebilirim; dini kanıtlamanın tek bir yolu vardır, iyi insan olmak, iyilikte örnek insan olmak. Bunun ötesi sizi saptırır. Kaldı ki, aslında Şeyh Raşid’in yaptığı da size aklınca bunu kanıtlamaya çalışmaktır. 

Ama sorun şu ki; iyi bir insan olmaktan öte kimsenin bir şey kanıtlamaya ihtiyacınız yoktur.  

Muhtemelen onca kitabı, hadisi veya kelamı çöpe attığımı düşünüyorsunuzdur; onlardan bu sonucu çıkaramıyorsanız varın çöpe atınız, inanın bu sizin için daha hayırlı olacaktır. Çünkü iyi biri olduğunuzu kanıtlamanın gereği yoktur.  

Hele Şeyh Raşid gibi iyi biri olmayı davranışlarda değil de geçmiş sözlerde ve o sözleri kanıtlamak için umuma açık şovlarda ise hiç yoktur, çünkü orada iyilik değil, kibir ve kör itikat vardır.  

İyi biri olmak bilinci berhava etmiyor, onu kibir ve kör itikat ediyor. Kaldı ki inanç zaten o değildir, o inanç adına kişinin kendisini kanıtlama, başkalarına ne menem muteber biri olduğunu gösterme çabasıdır. 

Bir dinin gerçek anlamda kanıtı ona inanan insanların davranışlarında gizlidir, o insanlarda öylesi imrenilebilir bir erdem yoksa onların dinlerini anlatmalarının bir karşılığı da yoktur. Kaldı ki hiçbir dinin şovlarla kanıtlanmaya ihtiyacı yoktur, inananların erdemli davranışları dışında. 

Kısacası: 

İyi insan iyilik satmaz, iyiliği insanı satın alır. 

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz