Çamur Kent 

0
Latest posts by Keje Bemal (see all)

Görüşemedik yine uzun zamandır.

Normalde bu kadar istikrarsız bir tip olmamama rağmen bu ülkede istikrarlı olabilmek ve gündemi yakalayabilmek pek bir maharetli olmayı gerektirdiğinden benim pek de yetişebilme şansım olmuyor.

Mart ayı dert ayı derler ya hani biraz da öyle.

Malum bir bölgenin deprem sebebi ile haritadan silinmesi yüzünden hepimiz çok zor günler yaşadık.

Zira olması gereken hiçbir yerde olamayan devlet enkaz altındakiler için altın saatler diye tabir edilen saatlerde de ortada yoktu, sonrasında da aslında.

Bölge olarak en iyi yaptığı işin “başının çaresine bakmak “olduğundan bölge insanın, hızla birbirleri ile var olan neyse, hatta “olmayanı “bile paylaştılar.

Bu “kıyamet yıkımı “na karşı çok da güzel sınav verdi tüm halk.

Birbirleri ile hızla dayanıştılar. Ellerinden gelen her şeyi sonuna kadar zorlayarak yaptılar.

Sonra da insanın “unutmak ve alışmak “denen hafızasındaki kör nokta devreye girdi. 

Herkes evine çekildi. Her felakette olduğu gibi, felaketleri yaşayanlar kaderleri ile baş başa kaldı .

Bunda şu gerçekliği kalan halkın fark etmesinin de etkisi büyüktü “devlet devletliğini yapmazsa halk ölür !“

Kürtler açısından da çırılçıplak bir gerçeklik tekrar su yüzüne çıktı “statün yoksa her koşulda ölürsün !“

Sonrası malum ..

Söz dinletmekten aciz, dünyanın hiç bir yerinde olmadığı kadar  cehaletten mütevellit “sözüne itibar edilmeyen“ bilim insanları usulen her yerde bir kez daha günlerce konuştu .

Deprem gerçekliğini anlattı, yapılması gerekenleri anlattı ama halk siyasilerin sidik yarışına girdiği “ seçim dönemi “ denen sürecin etkisine çoktan girdiği için bir kez daha sesleri boş beyinlere çarpıp Gökkubbe’de dağıldı gitti .

Cehalet çok koyu bir siyahtır ve rengini açacak hiçbir ışıktan haz etmez!

Geriye depremden kurtulanların bir kısmını da selin götürdüğü, çamur deryasında ıslak köpekler gibi debelenerek adaletin varlığını sorgulayan bir halk kaldı! 

Tüm bunlar sıcağı sıcağına yaşanırken açıkçası elim kalem tutmadı.

O yüzden yazı biraz gecikti.

Huzurun sonsuza kadar terk ettiği topraklardan seslenmek kolay iş değil bir yazar için.

Zira her ne kadar toprağınız da ne varsa onunla beslenir o meyveyi verirsiniz gerçeği yüzünden bolca “yokluk , yoksulluk , adaletsizlik , kahır , isyan ve acı“ dan beslense de kalemimiz , kalemin bile huzur ve adalete ihtiyacı oluyor bazen .

Acı dozunu arttırdıkça bir süre sonra tepki olarak uyuşmayı seçiyor ruhunuz ve bedeniniz.

Başka türlü dayanabilmek mümkün değil zaten.

Durum bu.

Kalanlara Allah’tan merhamet dilemekten başka yol yok şimdilik.

Zira bu enkazı kaldırması gerekenlerin, enkaza gömdükleri ölü çocukların cesedi kepçelerdeki atıkların içinden sarkarken işittik ve bildik ki “bu facianın bilançosuna göz göre göre neden olanların hiç bir şey umurunda değil ! Hiç olmadı “ 

Görünen o ki “Ölenlere rahmet , kalanlara sabır ,bu bilançoya sebep olanlara ilahi adalet“ dilemekten başka çare yok .

Ha bir de kim gelirse gelsin iktidara bu ahlaksızlık geleneği üzerine inşa olduğu ve olacağı için “kendi katilini“nihayetinde seçecek olan bir seçime bunca itibar eden ve ilgi gösteren , her yanından bereket fışkırması gereken topraklarda görülmemiş dünden bu güne bir gelenek gibi birbirlerine “ talancı zihniyet “ i devreden tüm iktidarlar sayesinde görülmemiş bir ekonomik krizin pençesinde debelenen halka “ akıl “ dilemek …

En çok akıl!

Önceki İçerikSamimi Düşüncenin Ölçüsü Nedir?
Sonraki İçerikSeçime doğru: İstanbul’daki saldırı siyasi maksatlı mı bilemem, ancak devamı gelirse kimin kaybedeceğini biliyorum
Selda Karaarslan Diyarbakır’da dünyaya geldi. İlk, orta, lise eğitimini Diyarbakır’da, yüksek öğrenimini ise Urfa Harran Üniversitesi’nde Veterinerlik okuyarak tamamladı. Veteriner doktor olarak görev yapmamış ve bölge-Ortadoğu’da gelişen olaylara ilgi duydu. Seyyah, araştırmacı ve yazar olarak tanındı. Ezidiler, diline küsen çocuklar, Kürt eşcinsellerle ilgili yazılar ve araştırmalar yaptı. Yazıları çeşitli gazetelerde ve dergilerde yayınlandı. Dema Nu, Tiroj, Denge Azad, Denge Kürdistan gibi yayın organlarında yazılar kaleme aldı. Kadın hareketlerinin içinde bulunan bir aktivisttir. Bölge kadını açısından ise toplumun kadına reva gördüğü rolü yıkıp tarumar etmiş ilk kadınlardandır ve bu çalışmaları da devam etmektedir.

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz