Türkan Elçi’nin Seçimi

Bir ailede kadın ver erkek düşünüldüğünde, bizim gibi geri kalmış, feodal ve okunma oranın düşük olduğu toplumlarda, hep erkek önde, kadın geridedir.

Bu yerel olumsuzlukların yanında bir de tarihin başlangıcından günümüze kadar; erkek egemen sistemin avantajını erkek elde etmiştir.

Kürd toplumunun sol ve siyaset sahnesine baktığımızda hep erkek önde görülmüştür.

En tipik örnek Zanalar’da zuhur etti.

Mehdi Bilici, önce soyadını ZANA yaptı.

Mehdi Zana’nın ise arkasında terzi ustası Niyazi vardı. Ve Mehdi hep Terzi Niyazi’nin önce çırağı, kalfası ve artık kendi başına Mehdi ZANA oldu.

Mehdi’nin Mehdiliği ve Zanalığı ise Diyarbakır Bağımsız Belediye Başkanlığın adaylığı ve başta PSK (Partiya Sosyalista Kürdistan) olmak üzere, her kesimin desteğini alarak Diyarbakır gibi bir yerde Belediye Başkanı oldu.

Bu zaman diliminde Mehdi Zana’ın eşi hep gerideydi.

Görevi neydi?

Mutfak-yatak arası git gel. Çocuk doğurma, bakma ve yetiştirmeydi.

Yani –hatta- kimse Leyla’nın adını bile bilmezdi. En fazla Mehdi Zana’nın karısı (veya eşi) Leyla Zana’ydı.

Mehdi Zana içeri düştü.

Leyla mutfaktan ve evden dışarı çıktı.

Yeni Ülke Diyarbakır mutfağına geçiş yaptı. Okur-yazar oldu. Yavaş yavaş görünmeye başladı. Artık Mehdi Zana ile değil, Leyla Zana olarak tanınmaya başladı.

Hatta –bizzat tanığım- 1991’lere kadar Leyla Zana’nın asamesi okunmuyordu. Bu arada PKK devreye girdi. Mehdi Zana’nın PKK ve onun önderliğiyle kan uyuşmazlığı vardı. Bu nedenle PKK Mehdi’ye kerhen ‘’Eh’’ derken asıl Layla Zana’ya yatırım yaptı ve Leyla’yı öne çıkardı.

Her insanın olduğu gibi Leyla’nın da ‘’Yıldızının Parladığı bir anı’’ oldu. Ve Leyla Milletvekili yapıldı.

Esas Leyla’nın Leyla olması; bizzat Abdullah tarafından ‘’Yemin Gecesi’nin startını Abdullah Leyla’ya verdi. Leyla bu görevi yaptı, yapmak zorundaydı ve bu ‘’Yemin Gecesi’’ ile Leyla yalnız Kuzey Kürdlerinde Türkiye’de değil, dünya ölçekli bir fenomen oldu.

Leyla’nın yükselişi Mehdi’yi solladı. Abdullah’ı bile zorladı.

Ve şöyle bir söylem ortaya çıktı.

Eskiden Mehdi’nin eşi Leyla Zana iken, yeni söylemde;

Mehdi Zana; Leyla Zana’nın eşi denmeye başlandı.

İşte bu artık Mehdi’nin geri, Leyla’nın illeri geçme dönemidir.

X

Bu durum yalnız Mehdi-Leyla Zana eşlerinde değil, PKK ile ilişki kurmuş her ailenin ve her karı-kocanın karşılaştığı bir durumdu. Bunun örnekleri çok.

Remzi- Ayşe KARTAL

Zübeyir-Evin AYDAR

Mehmet-Cihan-SİNCAR

Savaş-Pervin BULDAN

Vedat-Şükran AYDIN’da da oldu. Bir kısım erkeğin ya eşleri ve aileleri gitti ya da onlarda yeni modaya uydu.

Şimdi biz son bir örnekle karşı karşıyayız.

Tahir-Türkan ELÇİ…

Ben şahsen ne Tahir beyi ve ne de eşini gördüm. Ancak Tahir Elçi son zamanlarında sahne almaya başladı. Ve çok kısa bir sürede buharlaştı. Bu çok yoğunlaşmadan mı? Yoksa yasal alanda çok göze mi battı? O konuda çok emin değilim.

Ancak,

Savaş Buldan, Musa Anter, Mehmet Sincar vb. olaylarda olduğu gibi bir ‘’Sır Perdesi’’ var.

Tahir Elçi gidince; doğal olarak en çok bağıran, çağıran,

ağlayan ve kendisine dert edinen Türkan Elçi Hanım oldu. Oraya buraya koştu. Konuşmak istedi. Konuştu ve yazdı da. Hal böyle olunca çok dikkat çekti.

Acaba, diyorum;

Türkan hanım yalnız mı kaldı?

Konuşmak sorup soruşturmak istiyordu da güç mü getiremedi?

Veya bir nevi Çetin Altan taktiği mi uyguluyor?

Çünkü Çetin Altan ‘’Ben Milletvekili İken’’ kitabında ve yazdığı anılarında ‘’Ben Milletvekili kartımı kullanarak, dokunulmazlık zırhı edindim. Hem yazma hem konuşma hakkımı aldım’’ gibi mi yapmak istiyor.

Bu nedenle ben CHP’ye yanaşması, oradan Milletvekilliği adaylığını taktiksel ve haklı bir kart olarak da görmek istiyorum. Bunun için de başta PKK-KCK ve onların uzantısı HDP’nin ‘’Niye CHP’ye gitti?’’ demesini haklı görmüyor ve şiddetle karşı duruyorum.

Size ne?

O kendi başına müstakil kişilikli bir insan.

Kendi kararını kendisi verir.

Ona bu nedenle kem söz etmek ve karşı durmaya hakkınız yok.

Türkan’ın kararına siz de herkes de saygılı olmak zorunda. İlerde ciddi hataları olursa; onu eleştirme hakkınız var. Ama ona bu seçiminden dolayı söz etmeye hakkınız yok.

Selam ve devamla.

18. Mart. 2023